Timuçin Bayraktar: “Hayatta kalmanın yolu inovasyon, inovasyonun yolu farklılıklara sahip çıkmak”
Ar-Ge ve inovasyon konusunda Türkiye’nin uzman isimlerinden HumanGroup İnovasyon ve Strateji Danışmanı Timuçin Bayraktar, inovasyonun şirketlerin hayatta kalması için en kritik yetkinlik olduğunu söyledi. Şirketlerde inovasyon kültürünün “farklılıkların yönetimi” ile oluşturulabildiğinin altını çizen Bayraktar, “İnsanların farklılıklarını, farklı düşünmesini, farklı sorgulamasını yönetebilecek bir yapı kurup bununla mevcut işimizi ileriye götürmeye çalışmamız gerekiyor” dedi. Bayraktar, PERYÖN 21. İnsan Yönetimi Kongresi’nde iş dünyasının profesyonelleriyle bir araya geldi.
HumanGroup İnovasyon ve Strateji Danışmanı Timuçin Bayraktar, 5-6 Kasım’da düzenlenen PERYÖN 21. İnsan Yönetimi Kongresi’nde konuştu. Kalabalık bir katılımcı grubunun dinlediği konuşmasında Bayraktar, inovasyonun şirketlerin hayatta kalması için en kritik yetkinlik olarak öne çıktığını söyledi.
Bayraktar 1988’ten bu yana yurtiçi ve yurt dışında kalite, teknoloji, rekabet, organizasyonel gelişim, Ar-Ge, yeni ürün geliştirme, insan kaynakları ve stratejik planlama alanlarında pek çok kurum ve kuruluşla birlikte çalıştı. Halen Bilgi Üniversitesi MBA programında öğretim üyeliği yapan Bayraktar, HumanGroup bünyesinde, “Drucker Management Path” programı sertifikalı fasilitatörü. Bayraktar “İnovasyon Kültürü: Küçük Balık Büyük Balığı Yer!” başlıklı konuşmasında inovasyonun hem firmalar hem de ülkeler açısından ulusal ve uluslararası rekabette en önemli güç olarak ortaya çıktığına dikkat çekti. Bayraktar, inovasyonu fikirlerin kar yaratacak şekilde hayata geçirilmesi olarak tanımladı.
ABD’de yapılan bir araştırma, ülke genelindeki şirketlerden sadece üçte birinin ülkenin büyüme hızından daha hızlı büyüdüğünü, S&P 500 endeksine göre daha iyi bir kârlılık sağladığını ortaya koyuyor. Bayraktar’a göre bunun nedeni şirketlerin inovasyon yaptıkça sadece gelirlerinin değil karlılık oranlarının da çok fazla artması. Bayraktar inovasyonun şirketler için önemini ve gerekliliğini şöyle açıkladı: “Şirketlerin büyümesi için iki yöntem var. Eski pazara yeni ürünler sunarak büyüyebilirsiniz ya da yeni pazarlara girebilirsiniz. Şirketlerin bütçeleri incelendiğinde mevcut ürünler ve mevcut pazarlarda belli bir büyümeyi sağlayamadıkları görülüyor. Yeni ürünler geliştirmeniz mümkün ama hedefleriniz ile mevcut ve planladığınız yeni ürünlerin getirisiyle örtüşmüyor, arada her zaman bariz bir fark var. Bu fark ancak çok yaratıcı bir ürünü çıkararak kapatılabiliyor. Bu durum şirketlerde inovasyonu nasıl hayata geçireceğiz sorusunu gündeme getiriyor.”
İK inovasyon kültürünün yaratılmasından sorumlu
Ünlü yönetim düşünürü Peter Drucker’ın inovasyonun pazarlama ile birlikte bir işletmenin en temel iki fonksiyonundan biri olduğu sözünü hatırlatan Bayraktar, İnsan Kaynakları (İK) yöneticilerine, şirketlerinde inovasyon fonksiyonun işleyebilmesi için gerekli ortamı yaratarak işe başlamalarını önerdi. İnovasyon kültürünün oluşturulması için üç önemli kural sıraladı: “İlk olarak şirket içinde girişimde bulunulmasını, yeniliklerin denenmesini, bu yenilikler denendiği takdirde de iş başarısız olduğunda cezalandırılmamasını sağlayacak bir kültüre ihtiyaç var. İkincisi ise inovasyon hiçbir zaman için tek bir fonksiyonun çözümü değil, fonksiyonlar arası bir çözüm. Ekip çalışmasını, amaç birliğini sağlayacak bir adımı şirketin İK üzerinden atması gerekiyor. Bunun şirketin tüm uygulamalarında, prosedürlerinde, ödül ve takdir sistemlerinde ön plana çıkarılması gerek. Üçüncüsü ise şirketlerde yenilikleri takip eden, sadece kendi sektöründe değil diğer sektörlerdeki yenilikleri de takip eden bir fonksiyonun oluşturulması. Şirketteki liderlik yapısı da bunu desteklemeli.”
İnovasyonun kaynağı farklılıklar
Bayraktar inovasyonun yaratılması için farklılıkların yönetiminin de önemine değindi. “İK’ya ve tüm kurumdaki liderlik fonksiyonuna düşen önemli bir görev daha var. İnsanlar genel olarak birbirlerine benzer yapıda kişilerle çalışmaktan, birlikte olmaktan hoşlanıyor. Oysa bir kurumun geneline baktığınızda inovasyonun kaynağının o farklı kişiler olduğunu görürsünüz. Çünkü sizin düşündüğünüzden farklı düşünürler, sizin yaptığınızdan farklısını yapmak isterler. İnsanların farklılıklarını, farklı düşünmesini, farklı sorgulamasını yönetebilecek bir yapı kurup bununla mevcut işimizi ileriye götürmeye çalışmamız gerekiyor.”