Türkçe’ye “iyi hissetme, iyi olma hali” olarak çevrilen well-being, son yıllarda pek çok kurum ve insan yönetimi profesyonelinin gündeminde. Araştırmalara well-being, spor, fitness gibi fiziksel aktivitelerle değil, öncelikle düşünme şekli ve davranışlara göre şekilleniyor.
HumanGroup Yönetim Danışmanı ve Fasilitatör Serkan Gülener, PERYÖN 22. İnsan Yönetimi Kongresi’nde iş hayatında “well-being”i saksafon ile çaldığı üç parça eşliğinde anlatarak katılımcılara farklı bir deneyim yaşattı. Serkan Gülener, iyi hissetmenin üç şartını “Kendini bil, kendini bul, üretken ol” olarak tanımlıyor:
• Well Being (İyi Olmak) yolunda kendini tanımak, doğru beklentiler oluşturmak ve bu yönde kendini yönetmek en temel adımdır.
• Yaşamın söz ve müziğini ikileme düşmeden olduğu gibi kabullenip yorumlamak gerekir.
• Güçlü yönlerinize odaklanın.
• Kendinizi tanımak ve güçlü yönlerinize odaklanmak için sevdiğiniz, beğendiğiniz şeyleri, fikirlerinizi “yazın”. Yazdıklarınız duygu ve düşüncelerinizin farkına varabilmeniz ve kendinize geri bildirim vermeniz için yardımcı olacak.
• Önceliklerinizi, ihtiyaçlarınızı, basit şekilde sıralayın.
• Zamanınızı planlayın, önceliklerinize göre hayatınızda “yapılacakların” ve “yapılmayacakların” da kaydını tutun.
• Davranış ve tutumları tanımanız, iyimserlik ve kötümserlik hakkında kişisel farkındalığınızı artırmak için iyimserliğe vurgu yapın, iyimser düşüncelerinizi arttırın.
• Kendinizi tanıdıkça, değerlerinizi fark ettikçe, yaptığınız işte kendinizi daha etkin düzeyde ifade edebilirsiniz. Yaptığınız işin anlamı ve tatmin olma düzeyiniz yükselir.
• Amacı olmayan bir insanın motivasyonu da olamaz. Kişinin hayatı, amaçlarının ve hedeflerinin bir ifadesidir.
• Amacınızı tanımlamak için, beğendiğiniz karakter özelliklerinizi, keyif aldığınız aktiviteleri, ideal dünya hakkındaki görüşlerinizi, güçlü yönlerinizi referans alın.