GAYE ÖZCAN
HumanGroup Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü
IRC Global Executive Search Partners / EMEA Bölgesi Lideri
IRC Global Executive Search Partners’ın altı kıtada, yaklaşık 45 ülkede, 75’i aşkın ofisi bulunuyor ve 2012’den bu yana Türkiye’de HumanGroup çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor. Firmanın EMEA (Avrupa,Ortadoğu,Afrika) Bölgesi Liderliğini üstlenen Gaye Özcan, 20 yılı aşan kurumsal kariyerine 1995 yılında Interbank’ta başladı ve çeşitli kurumlarda insan kaynakları grup müdürlüğüne dek yükseldi. İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde lisans, Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini tamamlayan Özcan, psikoloji, sosyal psikoloji, art terapi, ilişki terapisi, psikodinamik terapi alanlarında sertifikalara sahip.
“ANALİZ YETENEĞİ BELİRLEYİCİ”
Özcan’a göre, iyi bir beyin avcısının her şeyden önce insanı tanıma becerisi yüksek olmalı. Bu yüzden öncelikle kendisini iyi tanımalı. Birey olarak kişilik özelliklerini, iletişim biçimini, hayata bakış açısını, engellerini, motivasyonlarını bilirse diğer insanları ve dış dünyayı daha etkin bir biçimde analiz edebilir. Ancak bu şekilde kurumun beklentilerini ve uygun olabilecek adayı belirleyebilir ve süreç sırasında adaylarla otantik bir iletişim biçimi geliştirebilir. Ayrıca proje gerçekleştirdiği sektörün dinamiklerini çok iyi anlamalı. İyi bir analiz yeteneğine sahip olmalı. Kurumu ve adayı derinlemesine analiz edebilmeli. Adaylarla güven ilişkisi kurabilmeli, gizlilik, etik yaklaşımı ve bireysel değerlere saygı son derece önemli. Zihinsel merakı yüksek, araştırma ve yeni şeyler öğrenme motivasyonu yüksek olmalı. Dış dünyaya açık olmalı, çevrede olup biteni izleyebilmeli. İyi bir networke sahip olmalı.
“AVRUPA DENEYİM DİYOR”
Türkiye executive search pazarı ile Avrupa’yı kıyaslamasını istediğimiz Özcan’a göre, Avrupa’da “executive search” son derece
olgunlaşmış bir piyasa ve bu piyasada deneyim ve uzmanlık çok önemli. O nedenle danışmanların yaş ortalaması oldukça yüksek. Hem akademik eğitim hem deneyim ve ekspertiz hem de genel kültür olarak kayda değer birikimlere sahipler. Global anlamda bakıldığında ise dış dünyaya ve farklı kültürlerle iş yapmaya görece olarak daha alışkınlar, yüzyıllardır süren ticari ilişkilere sahipler. Ortalama üç yabancı dil konuşuluyor, hatta bu sayı bazı danışmanlarda 5-6 dile kadar çıkabiliyor. Doğu Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da ise dinamikler daha farklı. Rekabet son derece yüksek, bireysel ilişkiler önemli. Daha çok aday bulma ve yönlendirme üzerine dönen bir sistem var. Bu pazarlarda fiyat hassasiyeti yüksek; bu nedenle de uzmanlık, deneyim
ve danışman birikimi ikinci planda kalabiliyor. Güney Afrika’da ise durum biraz daha farklı, ‘lokal’ olarak oldukça başarılı global yaklaşımla hizmet veren danışman firmalar var.
“EN İYİ KOMBİNASYONU ARIYOR”
Özcan’a göre, bir başka önemli konu da “global yetenek” kavramı. Yaşlanan Avrupa nüfusuna karşılık gelişen pazarlardaki genç
popülasyon önemli bir hedef kitle haline geliyor. “Benim sorumlu olduğum EMEA Bölgesi’ne baktığımda artık headhunter’lar
sadece kendi ülkesinde aday aramıyor, yakın coğrafyalarda olan, potansiyeli yüksek yöneticiler de aday havuzunda değerlendiriliyorlar” diyen Özcan, avlanmaya başlarken, kuruma, işe, çalışma ortamı ve kültüre en uygun olabilecek kombinasyonu bulmaya çalıştıklarını söylüyor.